Doğu Küba’da hapis cezasını çeken muhalif José Daniel Ferrer, Küba Dışişleri Bakanlığı’nın 13 Ekim Pazartesi günü yaptığı açıklamaya göre, adayı terk ederek Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti.
Bakanlık yaptığı açıklamada, “Amerika Birleşik Devletleri’ne gidiş, söz konusu ülkenin hükümetinin resmi talebi ve Ferrer’in açık onayı üzerine gerçekleşiyor” dedi.
Kübalı muhalif, 4 Ekim’de sürgüne gitmeyi kabul ettiğini belirterek, hapishanede maruz kaldığı “dayak, işkence, aşağılama ve tehditleri” kınadı.
José Daniel Ferrer’in Küba’dan ABD’ye Göçü
Kübalı önde gelen muhalif lider José Daniel Ferrer García, ailesini korumak amacıyla Küba’yı terk ederek Amerika Birleşik Devletleri’ne gitme kararı aldı.
Bu gelişme, rejimin yıllardır süren baskı, işkence ve tacizlerine karşı bir direniş biçimi olarak nitelendiriliyor. Ferrer, daha önce defalarca sürgüne gitme tekliflerini reddetmiş olsa da, son dönemde ailesine yönelik artan tehditler nedeniyle bu adımı attı.
Ancak 13 Ekim 2025 itibarıyla, Ferrer’in hapisten tahliyesi ve çıkış işlemleri hala rejim tarafından engellenmeye çalışılıyor; bu durum, uluslararası toplulukta büyük tepki çekiyor.
Arka Plan ve Zaman Çizelgesi
José Daniel Ferrer, Küba’nın en tanınmış muhaliflerinden biri. Patriótica Unión de Cuba (UNPACU) örgütünün lideri olarak tanınıyor ve 2003’teki “Siyah Bahar” protestolarında hapsedilmişti. 2021’deki büyük hükümet karşıtı gösterilerde tutuklandı ve üç yıldan fazla hapis yattı. Ocak 2025’te, Biden yönetimi ile Vatikan’ın aracılık ettiği bir anlaşma kapsamında (Küba’nın ABD’nin “terör destekçisi devletler” listesinden çıkarılması karşılığında 553 mahkûmun serbest bırakılması) tahliye edildi. Ancak Nisan 2025’te şartlı tahliye kurallarını ihlal ettiği iddiasıyla tekrar tutuklandı ve Mar Verde Hapishanesi’nde tutuluyor. Rejim, onu “düzensizlik” ve “ABD ajanı” olmakla suçluyor.
Ferrer’in sürgüne gitme kararı, Ekim 2025 başında hapishaneden ailesine gönderdiği bir mektupla duyuruldu. Mektupta, “Küba’dan onurum ve şerefimle ayrılıyorum, ama mücadeleyi terk etmiyorum. Geri döneceğim” diyerek, rejimin onu ABD ve Vatikan’la “utanç verici müzakerelere” zorladığını, ancak bunu reddettiğini belirtiyor. Ailesi, rejimin çıkışını bloke ettiğini ve psikolojik işkence uyguladığını iddia ediyor – örneğin, evlilik ziyaretlerini engellemek ve sahte videolarla itibarını zedelemek gibi.
Güncel Durum (13 Ekim 2025)
- Çıkış Engelleri: Ferrer’in kardeşi Luis Enrique Ferrer, El Estornudo dergisine verdiği demeçte, “José Daniel doğrudan ABD’ye, ailesiyle birlikte gidecek; başka bir yere değil” dedi. Ancak rejim, çıkış işlemlerinde yeni bürokratik engeller çıkarıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, bunu “işkence” olarak nitelendirerek rejimi kınadı ve tüm siyasi mahkûmların serbest bırakılmasını talep etti.
Uluslararası Tepkiler:
- ABD: Kongre üyeleri Mario Díaz-Balart ve María Elvira Salazar, Ferrer’i “kahraman” olarak selamladı ve sürgünde “onurlu bir karşılama” vaat etti. Dışişleri, rejimi “temel haklar talep ettiği için Ferrer’i dövmek ve dayanılmaz koşullara maruz bırakmakla” suçladı.
- Amnesty International: Ferrer’i “vicdan mahkûmu” ilan etti ve işkenceye karşı çağrı yaptı.
- Kübalı Aktivistler: Carolina Barrero gibi isimler, sürgünü “yeni bir savaş alanı” olarak destekliyor. Alexander Otaola ise Ferrer’in “özgürce nefes almayı hak ettiğini” söyledi.
Bu olay, Küba rejiminin muhalifleri “bargaining chip” (pazarlık kozu) olarak kullanma geleneğini yansıtıyor. Eğer yeni gelişmeler olursa (örneğin tahliye), uluslararası baskı artabilir. Ferrer’in hikayesi, Küba’daki insan hakları mücadelesinin sembolü olmaya devam ediyor. Daha fazla detay için, Havana Times veya CiberCuba gibi kaynakları takip edebilirsiniz.
Kaynak: Musitem Haber




