1. Haberler
  2. Dünya
  3. Netanyahu’nun Ofisi: Türkiye, Gazze’ye Asker Konuşlandırmayacak

Netanyahu’nun Ofisi: Türkiye, Gazze’ye Asker Konuşlandırmayacak

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi, Gazze'de olası bir barış gücü veya yeniden inşa sürecinde Türkiye'nin askeri katılımı olmayacağını resmi olarak açıkladı. Bu açıklama, son günlerdeki diplomatik görüşmelerde yaşanan tartışmaların ardından geldi.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sky News Arabia, Mısır istihbarat şefi Netanyahu ile Ankara’nın savaş sonrası Gazze’deki rolü konusunda anlaşamadıklarını bildirdi; Başbakanlık Ofisi: “Herhangi bir anlaşmazlık yok”; Başkan Yardımcısı Vance, Türkiye için “yapıcı bir rol” gördüğünü söyledi.

Başbakanlık Ofisi, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Başbakan Binyamin Netanyahu ile Mısır istihbarat şefi Hasan Reşad arasında önceki gün gerçekleşen görüşmede bu konuda bir anlaşmazlık yaşandığına dair haberlerin ortaya çıkmasının ardından Gazze Şeridi’nde Türk askeri olmayacağını vurguladı.

Reşad, Netanyahu ile Kudüs’te bir görüşme yapmak üzere İsrail’deydi. Görüşmede, ikilinin “[ABD Başkanı Donald] Trump’ın planını ilerletme, İsrail-Mısır ilişkileri ve ülkeler arasındaki barışın güçlendirilmesinin yanı sıra diğer bölgesel konuları” ele aldığı belirtildi.

Çarşamba günü Sky News Arabia’da Filistinli bir kaynağa dayandırılan bir habere göre, Netanyahu ve Mısır istihbarat şefi, planlanan Uluslararası İstikrar Gücü’ne (ISF) Türkiye’nin olası katılımı konusunda anlaşamadı.

Güç, Trump’ın Gazze için hazırladığı 20 maddelik planın bir parçası ve İsrail’in çekilmesi ve Hamas terör örgütünün silahsızlandırılmasının ardından, savaş sonrası geçiş döneminde Gazze Şeridi’nin güvenliğini sağlamayı amaçlıyor.

Kaynak, Birleşik Krallık-BAE haber ajansına verdiği demeçte, Netanyahu’nun ayrıca Mısır ve Ürdün tarafından eğitilen Filistin Yönetimi güvenlik güçlerinin Gazze’ye konuşlandırılmasını “tamamen reddettiğini” söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisi, Gazze’de olası bir barış gücü veya yeniden inşa sürecinde Türkiye’nin askeri katılımı olmayacağını resmi olarak açıkladı. Bu açıklama, son günlerdeki diplomatik görüşmelerde yaşanan tartışmaların ardından geldi.

Arka Plan ve Gelişmeler

  • Netanyahu-Mısır Görüşmesi: Netanyahu, Mısır İstihbarat Şefi Hasan Reşad ile yaptığı toplantıda, Gazze’de kurulması planlanan uluslararası görev gücüne Türkiye’nin asker göndermesi konusunu reddetti. İsrail Başbakanlık Ofisi, Times of Israel’e yaptığı açıklamada, “Herhangi bir anlaşmazlık yok. Türkiye’nin katılımı olmayacak” dedi. Bu, Türk askerlerinin Gazze’ye konuşlandırılmayacağını netleştiren bir ifade.
  • ABD Başkan Yardımcısı Vance ile Görüşme: 21 Ekim 2025’te Netanyahu, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ile Batı Kudüs’te bir araya geldi. Vance, Türkiye’nin Gazze sürecinde “yapıcı rol oynadığını” belirtse de, Netanyahu soruya dolaylı yanıt verdi: “Bu konuda (Türk güvenlik personelinin Gazze’ye gitmesi) güçlü görüşlerim var. Bunların ne olduğunu tahmin etmek ister misiniz? Evet, biliyorsunuz.” Bu sözler, İsrail’in konuya karşı tutumunu ima ediyor.
  • Türkiye’nin Tutumu: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türkiye’nin Gazze’nin yeniden inşası için oluşturulacak çok uluslu görev gücüne katılabileceğini ve gerekirse TSK’nın rol alabileceğini açıklamıştı. Ancak Netanyahu, bunu “kırmızı çizgi” olarak nitelendirdi ve Türk şirketlerinin bile yeniden inşaya dahil edilmemesini istedi.

Nedenler ve Tartışmalar

  • İsrail tarafı, Türkiye’nin katılımını “güvenlik tehdidi” olarak görüyor. INSS araştırmacısı Gallia Lindenstrauss, Türk askerinin Gazze’ye girmesinin “yeni bir Mavi Marmara olayı” yaratabileceğini savundu.
  • ABD ve Trump Yönetimi, Erdoğan’ı destekler nitelikte açıklamalar yapıyor. Vance, “Kimlerin konuşlandırılacağına İsrail karar verecek” dese de, Türkiye’nin rolünü olumlu değerlendirdi.

Geniş Bağlam

Bu gelişme, Gazze’deki ateşkes ve yeniden inşa planlarının (Trump’ın önerdiği model) ikinci aşamasında yaşanıyor. Hamas’ın silahsızlandırılması, Gazze’nin inşası ve uluslararası denetim mekanizmaları tartışılıyor. Netanyahu, ABD baskısına rağmen İsrail’in güvenlik kararlarında bağımsız olacağını vurguladı: “Biz ABD’nin himayesinde değiliz. Güvenliğimize biz karar veririz.”

Konu, Türkiye-İsrail ilişkilerindeki gerilimi bir kez daha öne çıkarıyor.

JD Vance’in Netanyahu Görüşmesi Konuşması Özeti

(21-22 Ekim 2025)ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, 21 Ekim 2025’te İsrail’e varışından itibaren ve 22 Ekim’de Netanyahu ile yaptığı görüşme sırasında çeşitli basın açıklamalarında bulundu. Tam bir transkript kamuoyuna açık değil, ancak mevcut raporlara göre Vance’in ana konuşma noktaları, Gazze ateşkesi, Hamas tehdidi ve uluslararası rol üzerine yoğunlaşıyor.

1. Gazze Ateşkesinin Durumu ve İyimserlik

  • Vance, ateşkesin “beklediğimden daha iyi gittiğini” vurguladı. Hafta sonu yaşanan şiddet patlamalarına rağmen, anlaşmanın “dayanıklı” olduğunu ve ABD’nin bunu “çocuk bakmak gibi izlemediğini” (yani İsrail’i denetlemek için gelmediklerini) belirtti: “ABD yetkilileri, Gazze ateşkesini izlemek için İsrail’e geliyor, ama ‘çocuğu izlemek’ anlamında değil.”
  • Netanyahu ile görüşmede, “İsrail’in bir vasal devlet veya klient devlet olmadığını, tam bir ortaklık olduğunu” ifade etti. ABD’nin amacı, ateşkesi güçlendirmek ve Hamas’ı silahsızlandırmak için çalışmak.

2. Hamas Tehdidi ve Trump’ın Uyarıları

  • Trump’ın “Hamas’ı tamamen yok etme” tehdidini tekrarladı: Hamas anlaşmaya uymazsa, “hızlı, öfkeli ve vahşi bir güç” kullanılacağını söyledi.
  • Ateşkesin ikinci aşamasının “çok zor” olacağını kabul etti: Hamas’ın silahsızlandırılması, Gazze’nin yeniden inşası ve İsrail’in çekilmesi gibi adımlar için “yoğun çalışma” gerektiğini belirtti. “Hamas’ı silahsızlandırmak ama Gazze halkı için hayatı iyileştirmek, aynı zamanda İsrail için tehdit olmaktan çıkarmak” hedefi vurgulandı.

3. Türkiye ve Uluslararası Güç Konusu

  • Vance, Türkiye’nin Gazze sürecinde “yapıcı bir rol oynadığını” ve “herkesin rolü olabileceğini” söyledi. Uluslararası güvenlik gücü (ISF) için beyin fırtınası yapıldığını, Türkiye ve Endonezya gibi ülkelerin asker katkısı sağlayabileceğini belirtti.
  • Ancak, İsrail’in yabancı askerler konusunda veto hakkına sahip olduğunu netleştirdi: “İsrail dostlarımıza topraklarında yabancı asker konusunda bir şey dayatmayacağız. Netanyahu’nun görüşleri olacak.” Bu, Netanyahu’nun “kırmızı çizgisi” olan Türk askerine dolaylı bir gönderme.

4. Orta Doğu Barışı ve Normalleşme

  • Ateşkesin, Körfez ülkeleriyle daha fazla normalleşme fırsatı yaratabileceğini umduğunu ifade etti. Arap ve Müslüman ülkeleri, ABD destekli planı ilerletmek için övdü.
  • Medya eleştirisi: Batı medyasının “başarısızlığı dileme” gibi bir tutum sergilediğini ima etti, özellikle Gazze’deki saldırıları raporlama şeklinde.

Vance’in konuşmaları, Trump yönetiminin 20 maddelik planını (Hamas silahsızlandırması, Filistin devleti yolu vb.) destekleyici ve İsrail’e “ortaklık” vurgusu yapan bir tonda geçti. Görüşme sonrası Netanyahu, “Güvenliğimize biz karar veririz” diyerek bağımsızlığını yineledi.

Mavi Marmara Olayı

(31 Mayıs 2010)Mavi Marmara Olayı, 2010 yılında Türkiye merkezli bir insani yardım filosunun Gazze Şeridi’ne uygulanan İsrail ablukasını kırmak için düzenlediği bir girişimin, İsrail ordusunun müdahalesiyle trajik bir şekilde sonuçlanmasıdır. Olay, uluslararası toplumda büyük yankı uyandırmış, Türkiye-İsrail ilişkilerini ciddi şekilde germiş ve Gazze ablukası tartışmalarını alevlendirmiştir.

Arka Plan

  • Gazze Ablukası: İsrail, 2007’de Hamas’ın Gazze’de kontrolü ele geçirmesinden sonra bölgeye deniz, hava ve kara ablukası uygulamaya başladı. Amaç, Hamas’a silah ulaşmasını engellemekti, ancak bu durum insani yardımların girişini de kısıtladı.
  • Özgürlük Filosu: Türkiye’den İnsani Yardım Vakfı (İHH) öncülüğünde, uluslararası aktivistlerden oluşan bir grup, Gazze’ye insani yardım taşımak için 6 gemilik bir filo organize etti. Amiral gemisi, Türk bandıralı Mavi Marmara yolcu gemisiydi. Filoda 600’den fazla aktivist, çoğunlukla Türk vatandaşı, bulunuyordu.
  • Amaç: Filo, Gazze’ye 10.000 ton insani yardım (gıda, ilaç, inşaat malzemesi) ulaştırmayı ve ablukayı sembolik olarak delmeyi hedefliyordu.

Olayın Seyri

  • Tarih ve Yer: 31 Mayıs 2010, Akdeniz’in uluslararası sularında, Gazze’ye yaklaşık 70-80 mil uzaklıkta.
  • İsrail Müdahalesi: İsrail Deniz Kuvvetleri, filonun ablukayı delmesini engellemek için gemilere operasyon düzenledi. Mavi Marmara’ya gece saatlerinde helikopterler ve sürat botlarıyla askerler indi.
  • Çatışma: Mavi Marmara’da askerlerin inmesiyle aktivistler ve İsrail komandoları arasında çatışma çıktı. Aktivistler, sopa, demir çubuk ve bıçak gibi aletlerle direndi; İsrail askerleri ise ateşli silahlar kullandı. Çatışmada:
    • 10 Türk vatandaşı hayatını kaybetti (9’u olay anında, 1’i yaralıyken 2014’te).
    • 50’den fazla aktivist ve 10 İsrail askeri yaralandı.
  • Sonuç: İsrail, gemileri Aşdod Limanı’na çekti, yardım malzemelerine el koydu ve aktivistleri gözaltına aldı. Aktivistler daha sonra sınır dışı edildi.

Tepkiler ve Sonuçlar

  • Türkiye’nin Tepkisi:
    • Türkiye, olayı “devlet terörü” ve “uluslararası hukukun ihlali” olarak niteledi.
    • İsrail’deki büyükelçisini geri çekti, askeri ve diplomatik ilişkileri en aza indirdi.
    • Özür, tazminat ve Gazze ablukasının kaldırılmasını talep etti.
  • Uluslararası Tepki:
    • BM, olayı soruşturmak için bir panel oluşturdu (Palmer Raporu, 2011). Rapor, ablukayı yasal bulsa da İsrail’in “aşırı ve orantısız güç” kullandığını belirtti.
    • Olay, dünya çapında Gazze ablukasına yönelik eleştirileri artırdı.
  • Türkiye-İsrail İlişkileri:
    • İlişkiler 2010-2016 arası ciddi bir kriz yaşadı.
    • 2016’da iki ülke arasında bir anlaşma sağlandı: İsrail özür diledi, ölenlerin ailelerine 20 milyon dolar tazminat ödedi, Türkiye Gazze’ye yardım gönderme hakkı kazandı, ancak abluka kaldırılmadı.

Tartışmalar

  • İsrail’in Görüşü: Filo, Hamas’a destek amaçlıydı ve gemideki direniş, askerlere tehdit oluşturdu. Askerlerin meşru müdafaa hakkını kullandığı savunuldu.
  • Türkiye ve Aktivistlerin Görüşü: Müdahale uluslararası sularda gerçekleşti, bu nedenle yasa dışıydı. Aktivistler, kendilerini savunma hakkını kullandığını belirtti.

Önemi

  • Mavi Marmara, Türkiye-İsrail ilişkilerinde bir dönüm noktası oldu ve Gazze ablukasının uluslararası alanda daha çok tartışılmasına yol açtı.
  • Günümüzde (2025), Netanyahu’nun Türkiye’nin Gazze’ye asker konuşlandırmasını reddetmesi gibi gelişmelerde “yeni bir Mavi Marmara” korkusu sıkça dile getiriliyor, bu da olayın hâlâ diplomatik bir gölge yarattığını gösteriyor.

Kaynak: Musitem Haber

0
mutlu
MUTLU
0
s_n_rl_
SİNİRLİ
0
_zg_n
ÜZGÜN
0
hasta
HASTA
0
_a_kin
ŞAŞKIN
Netanyahu’nun Ofisi: Türkiye, Gazze’ye Asker Konuşlandırmayacak
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Giriş Yap

Musitem Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!