Yeni İçişleri Bakanı Laurent Nunez, 19 Ekim Pazar günü yaptığı açıklamada, Cezayir ile ilişkilerde bir “hareket” olması gerektiğini belirtti ve 1968 tarihli Fransa-Cezayir anlaşmasına itirazın “gündemde olmadığını” belirtti.
Yerel haberlere göre, “Cezayir ile mevcut gerginliğin artık onlarla bir güvenlik ilişkimizin, güvenlik alışverişimizin olmadığı anlamına geldiğini anlıyorum. Bir İçişleri Bakanı için bu bir sorun, hem de büyük bir sorun,” dedi. Paris ve Cezayir bir yıldan uzun süredir diplomatik kriz içinde. Fransa, Cezayir’i, Fransız topraklarını terk etme yükümlülüğü altındaki vatandaşlarını geri almayı reddettiği için özellikle eleştiriyor.
İçişleri Bakanı Laurent Nuñez için, Fransa-Cezayir anlaşmasına itiraz etmek artık “gündemde” değil.
Cezayir. Yeni İçişleri Bakanı Laurent Nuñez, Paris ve Cezayir’in son bir yıldır diplomatik kriz içinde olduğu bir dönemde, Cezayir ile diyaloğun yeniden başlatılması çağrısında bulunuyor.
Laurent Nuñez’in İçişleri Bakanı olarak atanması, özellikle Fransa ile ilişkilerin bir yıldan fazla süredir yoğun diplomatik gerginlik içinde olduğu Cezayir’de eleştiriliyor. Bu Pazar “Sorular Politiques” programına konuk olan Endülüs kökenli bir Pied-Noir’in oğlu olan bu kişi, Paris ve Cezayir arasındaki güvenlik diyaloğunda “harekete geçme” ihtiyacında ısrar etti. Bu diyalog, özellikle Cezayir’in Fransız topraklarından ayrılma yükümlülüğü (OQTF) kapsamında bazı vatandaşları geri kabul etmeyi reddetmesi nedeniyle askıya alınmış durumda. Bakan, “Cezayirlilerin %40’ı idari gözaltı merkezlerinde tutuluyor” dedi. “Elbette, izin akışını yeniden başlatmamız gerekecek. Bunun üzerinde çalışacağım,” diye ekledi İçişleri Bakanı ve Cezayirli mevkidaşıyla henüz iletişime geçmediğini belirtti.
Laurent Nuñez’in İçişleri Bakanlığı’na atanması, özellikle Fransa ile ilişkilerin bir yıldan uzun süredir yoğun diplomatik gerginlik içinde olduğu Cezayir’de yakından inceleniyor. Bu Pazar “Sorular Siyaseti” programına konuk olan Endülüs kökenli bir Pied-Noir’in oğlu olan bu kişi, özellikle Cezayir’in Fransız topraklarından ayrılma yükümlülüğü (OQTF) kapsamında bazı vatandaşları geri kabul etmeyi reddetmesi nedeniyle askıya alınan Paris ve Cezayir arasındaki güvenlik diyaloğunda “harekete geçme” ihtiyacında ısrar etti. Bakan, “Cezayirlilerin %40’ı idari gözaltı merkezlerinde,” dedi. “Elbette, izin akışını yeniden başlatmamız gerekecek. Bunun üzerinde çalışacağım,” diye ekledi İçişleri Bakanı ve Cezayirli mevkidaşıyla henüz iletişime geçmediğini belirtti.
15 Ekim’de yayınlanan ve 1968 tarihli Fransa-Cezayir Anlaşması kapsamında Cezayirlilere tanınan muafiyetlere itiraz etmeyi öneren bir parlamento raporu hakkında sorulan soruya Laurent Nuñez, yorum yapmayı reddetti. “Bir anlaşma var, işe yarıyor, tamamen mükemmel değil, bunu kabul ediyorum, ancak şu anda gündemde değil,” diye açıkladı. Macroncu milletvekilleri, şu anda Ekolojik Geçişten Sorumlu Bakan Delegesi olan Mathieu Lefèvre ve Charles Rodwell tarafından sunulan belge, Cezayirlilere dolaşım, ikamet, istihdam ve sosyal güvenlik konularında tanınan tek statünün sona erdirilmesini öneriyor.
Diplomatik krizin ortasında, eski İçişleri Bakanı Bruno Retailleau da anlaşmayı iptal etme isteğini defalarca dile getirmişti. Cezayirliler, Fransa’daki en büyük yabancı uyruklu gruptur (2024’te 649.991 Cezayirli vardı) ve ilk kez oturma izni alanlar arasında ikinci sıradadır. Ayrıca, 2024’te 33.754 kişiyle Fransa’da düzensiz göç nedeniyle tutuklanan en büyük uyruklu gruptur.
Göç konusunda Laurent Nuñez, selefi Gérald Darmanin tarafından başlatılan politikaları sürdürme arzusunu vurgulayarak, sınır dışı etmelerin artırılması ve yasaların titizlikle uygulanması gerektiğini vurguladı. “Bruno Retailleau kadar kararlı olacağım” diyen Nuñez, “toplumu bölmemek” için “formdan ödün verilmesi” çağrısında bulundu. “Kullanmayacağım kelimeler var” diye ısrar etti. “Asimilasyon tartışmasını gündeme getirdiğinizde… Bunu asla yapmam. Asimilasyon, medeni kanunda mevcut bir kelimedir, ancak siz kaçınılmaz olarak ‘entegrasyon mu, asimilasyon mu’ tartışmasına atıfta bulunuyorsunuz. Ben entegrasyona inanıyorum. Cumhuriyetçi değerlerin kurallarına saygı duyduğumuz için entegre oluyoruz,” diye açıkladı.
Fransa-Cezayir İlişkilerinde Yeni Dönem: Bruno Retailleau’nun Ayrılışı ve Diyalog Yenileme Umudu
2025 yılı, Fransa ile Cezayir arasındaki diplomatik ilişkilerde dalgalı bir yıl oldu. Özellikle göç, güvenlik ve tarihi meseleler nedeniyle gerilen bağlar, Nisan ayında Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot’un Cezayir ziyaretiyle kısmen yumuşamıştı. Ancak, İçişleri Bakanı Bruno Retailleau’nun sert tutumu, ilişkileri yeniden gerginleştirmişti. Son gelişmelerle, Retailleau’nun 12 Ekim 2025’te görevden ayrılması, diyalogun yeniden canlandırılması için bir fırsat penceresi açıyor.
Arka Plan: 2025’teki Gerilimler
- Nisan 2025’te Diyalog Yenileme Girişimi: Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, 6 Nisan 2025’te Cezayir’e giderek Cumhurbaşkanı Abdelmadjid Tebboune ile görüşmüştü. Bu görüşme, 8 aylık krizin ardından “ilişkilerin normale döndüğünü” ilan etmişti. İki ülke, güvenlik işbirliği (Sahel bölgesi dahil), ekonomik yatırımlar (otomotiv ve ilaç sektörü) ve yargı alanında adımlar atmayı kabul etti. Ancak, İçişleri Bakanı Bruno Retailleau’nun göçmen iadeleri konusundaki talepleri (yaklaşık 60 Cezayirli’nin Fransa’dan sınır dışı edilmesi) ve Cezayir’in buna direnişi, yumuşamayı kısa sürdürmüştü.
- Retailleau’nun Sert Tutumu: Sağcı Les Républicains (LR) partisinden Retailleau, Ekim 2024’te İçişleri Bakanı olmuştu. Göç politikalarında “güç gösterisi” çağrısı yapmış, Cezayir pasaportlarının tanınmaması gibi önlemler almıştı. Bu, Cezayir’in diplomatik tepkisine yol açmış ve ilişkileri dondurmuştu. Mayıs-Haziran 2025’te karşılıklı diplomat ihraçları yaşanmıştı.
- Diğer Tetikleyiciler:
- Cezayirli bir konsolosluk görevlisinin Paris’te bir TikTok etkileyicisini (Amir DZ) kaçırma şüphesiyle tutuklanması.
- Yazar Boualem Sansal’ın Cezayir’de hapsedilmesi.
- Fransa’nın Batı Sahra’da Fas yanlısı tutumu.
Bu gerilimler, ekonomik sonuçlar doğurmuştu: Cezayir, Fransız buğday ithalatını kısıtlamış, Fransız firmaların yatırımları bloke edilmişti. Fransa’da ise 68 milyon nüfusun %10’unun Cezayir kökenli olması, konuyu iç siyasete taşımıştı.
Son Gelişme: Retailleau’nun Ayrılışı ve Diyalog Yenileme Sinyalleri
- 12 Ekim 2025’te Görevden Alınma: Yeni hükümet oluşumunda (muhtemelen Lecornu hükümeti), Retailleau’nun yerine daha ılımlı bir isimin geleceği belirtiliyor. Bu ayrılık, göç ve sınır dışı politikalarında “daha diplomatik bir yaklaşım” vaad ediyor. Analistler, bunun Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “eşitlikçi diyalog” stratejisine uyum sağladığını söylüyor.
- Cezayir Tarafından Tepki: Cezayir Dışişleri, gelişmeyi “olumlu bir adım” olarak nitelendirdi. Ülke, Retailleau dönemindeki “aşırı sertlik”ten şikayetçiydi ve şimdi vize ile iade prosedürlerinde “vaka bazlı” işbirliğine hazır olduklarını belirtiyor. Gözlemcilere göre, bu, tarihi komisyonun (hafıza meseleleri için) yeniden toplanması ve Sahel’de istihbarat paylaşımını hızlandırabilir.
- Fransa’dan Sinyaller: Macron, ayrılıktan kısa süre sonra Tebboune ile telefon görüşmesi yaptı. Yeni İçişleri Bakanı’nın (henüz açıklanmadı) önceliği, 1968 göç anlaşmasının gözden geçirilmesi yerine “karşılıklı fayda” odaklı bir çerçeve olacak. Barrot, “Kriz bitti, şimdi normalleşme zamanı” dedi.
Gelecek Beklentileri
| Alan | Mevcut Durum | Potansiyel Gelişme (Ekim 2025 Sonrası) |
|---|---|---|
| Göç ve Sınır Dışı | Cezayir, 60+ iadeyi reddediyor; Fransa vize kısıtlaması uyguluyor. | Vaka bazlı anlaşma; iade oranlarında %20-30 artış mümkün. |
| Güvenlik İşbirliği | Sahel’de dondurulmuş istihbarat paylaşımı. | Yeni toplantılar; terörle mücadelede ortak operasyonlar. |
| Ekonomi | Fransız yatırımları bloke; buğday ticareti sınırlı. | 2026’ya kadar 1 milyar €’luk yeni anlaşmalar (enerji, sanayi). |
| Tarihi/Memory | Komisyon durmuş; Sansal davası açık. | Yaz 2026’ya kadar rapor; olası af jestleri. |
Bu gelişme, iki ülke arasındaki “kırılgan dengeyi” güçlendirebilir. Ancak, Macron’un iç siyaset baskısı (aşırı sağın eleştirileri) ve Cezayir’in ulusal gurur hassasiyeti, süreci zorlayabilir. Uzmanlar, “Retailleau’nun ayrılışı bir kapı açıyor, ama kalıcı barış için somut adımlar şart” diyor.
Kaynak: Musitem Haber




