İran’ın, ABD Başkanı Donald Trump’ın nükleer tesisleri vurma tehdidine karşı kırmızı çizgi uyarısı, iki ülke arasındaki gerilimin 30 Mayıs 2025 itibarıyla devam ettiğini gösteriyor.
Trump’ın İran’ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini tamamen durdurmasını talep ettiği ve bu talebin reddedilmesi halinde askeri müdahale seçeneğini masada tuttuğu biliniyor.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, daha önce yaptığı açıklamalarda, uranyum zenginleştirmenin İran’ın kırmızı çizgisi olduğunu ve bu haktan vazgeçmeyeceklerini vurgulamıştı.
İran, nükleer programının barışçıl olduğunu savunurken, ABD ve İsrail, Tahran’ın nükleer silah geliştirme potansiyelinden endişe duyuyor.
İran’ın “ciddi sonuçlar” uyarısı, hem diplomatik hem de askeri bir yanıt sinyali olabilir.
Daha önce İranlı yetkililer, İsrail’in nükleer tesislere saldırması durumunda nükleer doktrinlerini değiştirebileceklerini belirtmişlerdi.
Ayrıca, bölgedeki diğer aktörler, örneğin Katar, Suudi Arabistan ve BAE, Trump’a İran’a yönelik saldırının kendi ülkelerine füze misillemelerine yol açabileceği uyarısında bulundu. Bu durum, gerilimin yalnızca İran-ABD değil, bölgesel bir çatışmaya dönüşme riskini artırıyor.
Müzakereler, Umman ve diğer arabulucular aracılığıyla dolaylı olarak devam etse de, Trump’ın “sıfır zenginleştirme” talebi ile İran’ın bu talebi reddetmesi, anlaşma olasılığını zorlaştırıyor.
İran’ın elindeki zenginleştirilmiş uranyum miktarı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na (IAEA) göre nükleer silah üretimi için kritik bir seviyeye yakın, bu da gerilimi artırıyor.
Özetle, İran’ın açıklaması, Trump’ın tehditlerine karşı kararlı bir duruş sergileme ve caydırıcılık mesajı verme amacı taşıyor, ancak bu durum bölgedeki hassas dengeyi daha da kırılgan hale getiriyor.
Kaynak: Musitem Haber